Kır Yerleşmesi Nedir?

Kır yerleşmeleri, ekonomik fonksiyonu ekim-dikim ve hayvancılık olan yerleşmelerdir. Kasaba, köy ve köy idari alanındaki kır yerleşmeleri olarak üç gruba ayrılmaktadır.

Köy: 1924 yılında çıkarılan 442 sayılı Köy Kanunu’na göre; cami, okul, yaylak, baltalık, orman gibi malları bulunan ve toplu veya dağınık oturan insanların bağ, bahçe ve tarlaları ile birlikte oluşturdukları yerleşmelerdir. Kasaba: Kırsal yerleşmelerde atölye tipi sanayi ve hizmet sektörünün gelişmeye başlaması ile birlikte tarım, hayvancılık gibi birincil ekonomik faaliyetlerin dışında geçim kaynakları oluşmaya başlar. Kasabalar kırsal ve kısmen kentsel faaliyetlere sahip olur. Kasabalarda aynı iş kolunda genellikle tek işletme vardır. Büyük kentler dışında kalan kasaba yerleşmelerinin bir kısmı belde belediyesi, bir kısmı ise ilçe merkezidir. Kasabaların nüfusu 2.000 ile 20.000 arasındadır.

Köy İdari Alanındaki Kır Yerleşmeleri: Kırsal yerleşmeler sadece köylerden oluşmaz. Köy idari alanındaki kır yerleşmeleri de vardır. Bu yerleşmeleri sürekliliğine göre devamlı ve geçici yerleşmeler olarak iki başlık altında sınıflandırabiliriz.

a) Devamlı Kır Yerleşmeleri

Mahalle, bir köyden ayrılmış, fakat idari fonksiyonu olmadığı için ayrı bir köy sayılamayan yerleşme üniteleridir. Bunlar devamlı yerleşmelerdir, gelişerek büyüyebilirler. Mahalleler; Batı Karadeniz, Batı Anadolu, Akdeniz ve Marmara’da yaygındır.

Mezra, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ile Doğu Karadeniz’de yaygındır. Mezralarda ekonomik fonksiyon çoğunlukla tarımdır. Yüksek yerlerde hayvancılık faaliyetleri yoğunluk kazanır.

Çiftlik, bir veya birkaç ev, ambar ve tarım arazisinden oluşan yerleşmelerdir. Bunların bazılarında hayvancılık, bazılarında tarım, bazılarında ise her iki faaliyet birlikte yapılır. Trakya, Ege, Akdeniz ve İç Anadolu’da yaygındır.

b) Geçici Kır Yerleşmeleri

Yayla, köye bağlı yerleşme birimleri içinde en yaygın olandır. Yaylalar yaz döneminde halkın hayvanlarını otlatmak için çıktıkları alanlardır. Geleneksel yaylacılık anlayışı günümüzde değişmeye başlamıştır. Kuzey Anadolu dağ sıralarında denize bakan yamaçlardaki yaylalar turizme açılmıştır. Yayla turizminin gelişmesiyle birlikte buralarda lüks konutlar ve oteller çoğalmıştır. Benzer değişim Toroslar ve Ege Dağları üzerindeki yaylalarda da görülür. Güney Anadolu sıradağlarında klasik anlamda yaylacılık yüksek kesimlerde yapılır. Göçebe Yörüklerin sürdürdüğü bu tip yaylacılık, hayvancılığa dayalı bir faaliyet olarak devam eder. Aynı faaliyete ülkemizin doğu ve güneydoğu kesimlerinde de rastlanır. Toros Dağları’ndaki yayla yerleşmeleri sıcaklardan korunmak amacıyla sayfiye olarak kullanılmaktadır.

Yayla
Yayla

Kom ve ağıl, hayvancılık için otlak alanlarına bağlı olarak çoğunlukla yazın kullanılan, köye bağlı yerleşmelerdir. Komlara özellikle Doğu Anadolu başta olmak üzere Güneydoğu Anadolu’da da rastlanır. Ağıl yerleşmelerine ise Türkiye’de hayvancılık yapılan bütün yerlerde rastlanır.

Oba, göçebe çobanların çadırlarından oluşan yerleşmelerdir. Batı ve Güneydoğu Toroslar ile Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da yaygındır.

Dam, göçebe çobanların çadırlarından oluşan yerleşmelerdir. Batı ve Güneydoğu Toroslar ile Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da yaygındır.

c) Dokularına Göre Kır Yerleşmeleri

Yerleşme doku ve tiplerinin oluşumu yörelerin coğrafi özelliklerine göre farklılık gösterir.

Dağınık Yerleşmeler

Dağınık yerleşmelerde evler tek ya da birkaç ev şeklinde arazi üzerine dağılmıştır. Arazinin engebeli, tarım alanlarının küçük ve parçalı olduğu yerlerde meskenler arasındaki uzaklık fazladır. Belli bir su kaynağının etrafında toplanma zorunluluğunun bulunmaması dağınık yerleşmede etkilidir.

Toplu Yerleşmeler

Toplu yerleşmede evler bir merkezde toplanmıştır. Yağışın yetersiz olduğu yerlerde insanların akarsu, göl, yer altı suyu gibi çeşitli su kaynakları etrafında toplanmasıyla ortaya çıkmıştır.

Ülkemizde toplu köy yerleşmeleri vadi tabanlarında, dağ yamaç ve etekleri ile düz araziler üzerinde kurulmuştur. Yolların akarsu vadilerini takip etmesi, sulama sorununun olmaması, tarım alanının varlığı, vadi içi köylerinin kurulmasına sebep olmuştur.

Dağ eteği köylerinde tarım alanlarından daha fazla yararlanılırken hayvancılık için dağlık alanlar kullanılmaktadır.