Son yüzyılda doğal afetlerin ve zararlarının artmasının nedenleri; yaşanan hızlı nüfus artışı, insanın doğaya yanlış müdahalede bulunması ve yaşam alanlarının genişleyerek riskli alanlara yerleşim kurulmasıdır.
Günümüzde fay hatlarının geçtiği ovalar, akarsuların taşkın yatakları, fırtına ve tsunami riski yüksek kıyılar, aktif volkanların etekleri gibi doğal afet riski taşıyan yerler nüfusun yoğun olduğu yerleşmelerdir.
Doğal afet riski taşıyan alanlara yerleşim kurulmasının arkasında yatan, doğadaki tehlikelerin dikkate alınmamış olmasıdır. Mühendislik yapıların doğal afet riskine uygun yapılmaması ve hatalı arazi kullanımı doğa olaylarını hasarı yüksek doğal afetlere dönüşür.
İnsanların beşerî ve ekonomik etkinliklerinin doğal afetlerin yaşanmasındaki etkisine örnekler verecek olursak:
• Deprem bölgelerine sağlam olmayan binaların yapılması depremin şiddetini arttırır.
• Sel ve taşkın yataklarının içine yerleşim kurulması, akarsu yataklarının daraltılması sel ve taşınlara yol açar.
• Ormanların tahrip edilmesi; heyelan, erozyon ve sellere neden olur.
• Tatlı su kaynaklarının bilinçsiz kullanımı ve kirletilmesi insanları kuraklık karşısında çaresiz bırakır.
• Yamaç eğimlerinin yol, bina ve baraj inşaatı yapılırken bozulması heyelanların oluşmasında etkili olur.
Sonuç olarak, afetlerin yıkıcılığını büyük ölçüde doğal afet bilinci ile beşerî ve ekonomik faaliyetlerdeki doğru veya yanlış tercihler etkiler.