Bir ülkede uygulanan nüfus politikalarının etkileri, o ülkenin gelişmişlik düzeyiyle yakından ilgilidir. Ekonomik açıdan geri kalmış ülkelerin çoğunda nüfus artış hızı yüksektir. Bu durum, zaten kaynakları sınırlı olan bu ülkelerde kalkınma hızının yavaşlaması ve kişi başına düşen millî gelirin azalması gibi sonuçlar doğurur. Gelişmiş ülkelerde ise doğum oranları ve nüfus artış hızı düşüktür. Bu durum, çalışma çağındaki nüfusun azalmasına ve yaşlı nüfus oranının artmasına neden olur. Bu örneklerde de görüldüğü gibi doğum oranlarının yüksek olması ekonomik açıdan gelişmemiş bir ülke için sorunken gelişmiş bir ülke için olumlu sonuçlar yaratabilmektedir.
Tayland’da Uygulanan Nüfus Politikaları
Güneydoğu Asya’da yaklaşık 513 bin km2 lik alan kaplayan Tayland (Harita 2.1), başarılı aile planlaması uygulamaları ile dikkati çeken bir ülke olmuştur. Tayland’da uygulanan nüfus politikalarını iki dönemde inceleyebiliriz.
Birinci dönem:
Parlementer monarşinin ilan edildiği 1932 yılından 1960’lı yılların sonuna kadar Tayland’da yüksek doğum oranı görülmüştür. Bu dönemlerde ülke nüfusu yıllık ortalama ‰30’un üzerinde artışlar göstermiştir. Böylece 1932 yılında yaklaşık 12,5 milyonluk nüfusa sahip olan bu ülkenin nüfusu, 38 yılda 24,5 milyon kişi artmış ve 1970 yılında 37 milyona ulaşmıştır.
İkinci dönem:
Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası uzmanları, 1958 yılında bu ülkeye, doğum kontrolü ve aile planlaması programı uygulanması hakkında tavsiyede bulunmuştur. Tayland hükûmeti bu tavsiyeleri değerlendirmiş ve 1970 yılında ulusal bir politika hâline getirmiştir. Şehirlerde başlayan “Topluma Dayalı Aile Planlaması Hizmetleri “ 1974 yılında kırsal alanlara da ulaşmıştır. Aile planlamasına Budist rahiplerin de destek vermesiyle bu politika halk tarafından da benimsenmiş ve kısa zamanda meyvelerini vermiştir. 1980 yılında ‰21’e düşen nüfus artış hızı, 1985’te ‰18’e, 1995’te ‰8’e, 2005’te ‰7’ye, 2015 yılında ise ‰3’e düşmüştür. 2015 yılı itibarıyla Tayland’ın nüfusu 67,9 milyona ulaşmıştır.
Çin’de Uygulanan Nüfus Politikaları
Dünya’nın en kalabalık ülkesi olan Çin‘in uyguladığı nüfus politikaları, sadece bu ülkeyi değil tüm Dünya’yı ilgilendirmiş ve etkilemiştir. Yaklaşık 9,5 milyon km2 lik yüz ölçümü ile Dünya’nın kapladığı alan bakımından en büyük ülkelerinden biri olan Çin’de (Harita 2.2), 1949 yılında Komünist Parti yönetime gelmiş ve ülke Çin Halk Cumhuriyeti adını almıştır. Bu tarihten sonra uygulanan nüfus politikalarını üç dönemde inceleyebiliriz.
Birinci dönem:
1949 ile 1976 arasını kapsayan bu dönemde Çin yönetimi için güçlü olmanın tek yolu sayısal olarak çoğalmaktı. Bu nedenle devlet tarafından çok çocuk yapılması teşvik edilmiş ve Çin nüfusu hızla artmıştır. 1960’lı yıllarda gerçekleşen nüfus patlaması döneminde, sadece 1963 yılında 33,5 milyon bebek doğmuş ve Çin nüfusu 3 yılda 90 milyon kişi artmıştır. Birinci dönemde Çin’de nüfus artış hızı ‰30’lara kadar çıkmış ve 1949 yılında 560 milyon olarak tahmin edilen ülke nüfusu, 1976 yılında 950 milyonu bulmuştur.
İkinci dönem:
1976 yılında Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ülkenin lideri olan Mao Zedung vefat edince yeni yönetimle birlikte ülkenin nüfus politikası da değişti. 1979 yılında Çin yönetimi, evli çiftleri tek çocuk sahibi olma konusunda ikna etmeye yönelik bir politika izlemeye başladı. Resmen ilan edilmeyen bu “tek çocuk politikası” başlarda gevşek tutuldu ve istenen sonucu vermedi. Nitekim 1982 yılında Çin’in nüfusunun 1 milyarı geçtiği duyuruldu. Aynı yıl “tek çocuk politikası”nda zorlamaya gidilmesi kararlaştırıldı. Birden fazla çocuğa sahip olan eşlerden birinin kısırlaştırılması, ikinci çocuğu olanların para ve hapis cezasına çarptırılması gibi sıra dışı uygulamalar etkili oldu ve 1980’li yılların başında ‰20’lerde olan nüfus artış hızı, 1985’te ‰14’e kadar geriledi.
Üçüncü dönem:
Uygulanan tek çocuk politikası özellikle kırsal bölgede büyük tepkiyle karşılandı. Çin’de erkek çocuk önemliydi ve özellikle köylerde yaşayan insanların tarlalarda çalıştırmak üzere erkek çocuklara ihtiyacı vardı. Ayrıca, ülkedeki cinsiyet dengesi de erkeklerin lehine değişmeye başlamıştı. Bu nedenle Çin yönetimi 1980’li yılların sonuna doğru uyguladığı sert nüfus politikasını özellikle kırsal kesimde gevşetti. İlk çocuğun kız olması durumunda dört yıl sonra ikinci çocuğun yapılmasına izin verildi. 1990’lı yıllardan itibaren ülkenin ekonomik olarak gelişmeye başlaması ve yaşam standartlarının da yükselmesiyle birlikte nüfus artış hızı iyice azaldı. 1995 yılında ‰11’e düşen nüfus artış hızı, 2005’te ‰6’ya, 2015’te ise ‰4,5’e kadar geriledi ve 2015 yılı itibarıyla Çin Halk Cumhuriyeti’nin nüfusu 1 milyar 367 milyon oldu. Çin’in bu nüfus politikasını devam ettirmesi durumunda, 2025-2030 yılları arasında Hindistan’ın Dünya’nın en kalabalık ülkesi olması bekleniyor.
Fransa’da Uygulanan Nüfus Politikaları
Batı Avrupa ülkelerinden Fransa (Harita 2.3), günümüzde nüfus artış hızının en düşük olduğu ülkelerden biridir. Bu nedenle Fransa, nüfus artış hızını artırmaya yönelik bir politika uygulamaktadır. Fransa’da 1900’lü yılların başından itibaren uygulanan nüfus politikalarını üç dönemde inceleyebiliriz.
Birinci dönem:
1900-1950 arasındaki dönem Fransa’nın iki dünya savaşı yaşadığı dönemi kapsar. Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) öncesinde 1913 yılında 41,6 milyon olan ülke nüfusu, savaş sona erdiğinde 38,6 milyona geriledi. Fransa nüfusunun azalmasında İkinci Dünya Savaşı’nın da (1939- 1945) büyük etkisi oldu. 1938 yılında 41,5 milyon olan ülke nüfusu 1945 yılı sonunda 36,6 milyona düştü (Grafik 2.1).
İkinci dönem:
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından özellikle 1950-1960 dönemi arasında hükûmetin de teşvikleriyle Fransa’da nüfus patlaması gerçekleşmiş ve Fransa nüfusu hızlı bir şekilde artmıştır. 1950 yılında 41,8 milyon olan ülke nüfusu yıllık ortalama ‰14 civarındaki nüfus artış hızıyla 1960 yılında 45,6 milyona yükseldi. Fransa’nın yıllık nüfus artış hızı 1965 yılında ‰10 seviyesine geriledi. 1969 yılında ilk kez 50 milyonu bulan ülke nüfusu, ikinci dönemin sonu olan 1975 yılında 52,7 milyona ulaştı.
Üçüncü dönem:
1975 yılından itibaren Fransa’nın ekonomik olarak gelişmesi ve gelir seviyesinin yükselmesiyle birlikte doğum oranları ve nüfus artış hızı belirgin bir biçimde yavaşladı. Öyle ki 1975 yılında ‰8 olan nüfus artış hızı 1980 yılında ‰4’e kadar geriledi. Fransa hükûmeti, bu durumun getireceği olumsuz sonuçları engellemek için doğum oranlarını artırıcı tedbirler almaya başladı. Ailelerin daha çok çocuk sahibi olmaları gerektiği yönündeki afişler, o dönemde ülkenin hemen her yerinde görülebilmekteydi. Fransa hükûmeti, üçüncü dönemde çalışma çağındaki nüfus ihtiyacını karşılamak için başka ülkelerden özellikle de Cezayir, Fas ve Tunus’tan yabancı işçi göçüne izin verdi. Tüm bu tedbirlere karşın, Fransa’da nüfus artış hızı beklenen rakamlara ulaşmadı. 1990 yılında ‰5’lik nüfus artış hızıyla 56,6 milyona yükselen Fransa nüfusu, 2000 yılında ‰6’lık artışla 59 milyona ulaştı. 2015 yılı itibarıyla Fransa’da nüfus artış hızı ‰4 ve nüfus miktarı ise (deniz aşırı topraklarında bulunan nüfus hariç) 62,8 milyondur.