Kahve sever misiniz? Kahvenin Türkiye’de yetişmeyen bir bitki olduğunu daha önce duymuş muydunuz? Türkiye’de yetiştirilmeyen bir bitkinin ülkemizde bu kadar çok tüketilmesi sizce hangi etmenlere bağlıdır? Peki, kahvenin ya da Türkiye’de yetiştirilmeyen veya üretilmeyen herhangi bir ürünün Türkiye’ye nasıl getirildiğini hiç düşündünüz mü? Şimdi bu soruların yanıtlarını arayalım.
Binlerce yıl öncesinden bugüne kadar geçen süreç içerisinde insanların ekonomik faaliyetleri de büyük değişimler geçirmiştir. Tarih öncesi dönem, insanın yeryüzündeki var olma mücadelesiydi. İnsanların temel gereksinimleri beslenme ve barınmaydı. Bu dönemde insanlar barınma gereksinimini mağara, doğal taş oyukları ve ağaç kovuklarıyla gidermişlerdir. Beslenme için ise sadece iki etkinlik yeterliydi. Bu etkinlikler, hayvanları avlamak ve meyveleri toplamaktı (Resim 3.1). Bu geçim şekli, ilk insanların küçük gruplar hâlinde ve göçebe olarak yaşamlarını sürdürmelerini sağladı. Nerede avlanacak hayvan bolsa ve nerede ağaçlar meyve vermeye başlamışsa insanlar da oraya göç ediyorlardı.
Günümüzden yaklaşık 9 bin ile 5 bin yıl öncesi neolitik (yeni taş) çağ olarak adlandırılır. Binlerce yıl devam eden bu uzun süreç, tarımsal devrimin temellerinin atıldığı dönem olarak bilinir. Birçok hayvanın neslinin tükenmesi ya da sayısal olarak azalması ve iklim koşullarında görülen değişiklikler, insanları yeni arayışlara yöneltmiştir. Böylece, binlerce yıldır avcılık ve toplayıcılıktan ibaret olan insanlık tarihinde köklü bir değişiklik yaşanmıştır. Tarımsal Devrim, yalnızca tarımsal etkinliklerin yapılmaya başlanması anlamına gelmez. Tarımsal etkinliklere paralel olarak günümüzde de tarımın ayrılmaz bir parçası olan hayvancılık faaliyetlerinin temeli yani hayvanların evcilleştirilmesi de bu devrimin bir parçasıdır.
Günümüzden 5 bin ile 3 bin yıl öncesinde yani kalkolitik (maden) çağında madencilik faaliyetleri başladı. Farklı metal aletlerin tarımda kullanılması sonucunda tarımsal üretim arttı. Üretimin artması neticesinde insanlar, fazla ürünlerini çevre yerleşmelere taşıdılar ve ilk ticaret faaliyetleri başladı. Böylece “bir malın üretildiği yerde tüketilmesi” döngüsü sona erdi. Ticaretle birlikte dağıtım sektörü de ekonomik faaliyetler içerisindeki yerini aldı. İlk madenî paranın Lidyalılarca basılması sonrasında değiş-tokuş seviyesinde olan ticaret sektörü, günümüzdeki temel özelliklerini kazanmaya başladı.
Tarımsal Devrim’in ardından, insanların geçim kaynaklarındaki bir diğer köklü değişiklik Sanayi Devrimi ile gerçekleşti. Yeni kıtaların keşfedilmesi, Rönesans hareketleri, matbaanın icadı gibi birçok olay insanların bilimsel bilgileri paylaşmasını ve yeni buluşlar yapmasını sağladı. Bunların en önemlisi, 18. yüzyılda buhar gücüyle çalışan makinelerin yapılması oldu. Böylece insan ve hayvan gücünün yerini makineler aldı. İlk olarak İngiltere’de başlayan Sanayi Devrimi, kısa sürede Fransa ve Almanya gibi Batı Avrupa ülkelerine de yayıldı. Buhar gücünün sağlanabilmesi için taş kömürü gibi madenlere ihtiyaç olduğundan madencilik sektörü gelişti. Bu madenlerin fabrikalara taşınma zorunluluğu ise ticaret ve ulaşım sektörlerinin ilerlemesini sağladı. Sanayi Devrimi ile birlikte başlayan seri üretim, pazar ekonomisinin de gelişmesini sağladı.
Sanayi Devrimi’nden günümüze kadar geçen süreçte, insanların yaşam seviyesiyle birlikte üretim, dağıtım ve tüketim sektörleri de hızla gelişti. Sanayi toplumu, yerini bilgi toplumuna bıraktı. Kısa sürede bilgisayar, televizyon, uzay araçları, robot, biyoteknoloji, nanoteknoloji, cep telefonu, uydu ve Genel Ağ gibi sayısız yenilikle tanıştık. Çoğunluğu yaşantımızın vazgeçilmez bir parçası oldu. Tarım, hayvancılık, madencilik, ticaret, sanayi, ulaşım ve iletişim gibi birçok ekonomik faaliyet ise bilgi toplumunun gerektirdiği şekilde gelişti ve değişti. Örneğin eski yöntemlerle tarım yapmaya devam etseydik bugünkü dünya nüfusunu besleyebilecek kadar ürün yetiştiremezdik. Artık bir tarım ürününün genetik yapısında istenilen yönde değişiklik yapılarak ya da tarımda modern yöntemler uygulayarak daha kısa sürede, daha fazla tarımsal ürün elde etmek mümkündür. Bu örnekleri daha da çoğaltabilir misiniz? Bilgi çağı, üretim ve tüketimde ne gibi değişiklikler meydana getirdi? Arkadaşlarınızla tartışınız.
Geçmişten günümüze kısaca gelişimlerini öğrendiğiniz tarım, hayvancılık, ormancılık, ticaret, sanayi, madencilik, ulaşım gibi tüm bu ekonomik faaliyetler, üretim-dağıtım-tüketim döngüsü çerçevesinde ekonominin temelini oluşturur. Üretim, tüketim ve dağıtım sektörleri sürekli birbiriyle etkileşim hâlindedir. En basit hâliyle, herhangi bir ürüne olan talebin yani tüketimin artması, üretimi de artırır. Üretim ve tüketim arasındaki bağı sağlayan sektörse dağıtımdır.