Türkiye’de Ulaşım ve Ulaşımı Etkileyen Faktörler

İnsanlar yaşamlarını sürdürebilmek için ekonomik faaliyetlerde bulunurlar. Ekonomik faaliyetler ise ulaşıma bağlıdır. Tarım, madencilik, turizm, sanayi ve benzeri iş kollarının üretim ve dağıtım aşamaları ulaşım ve iletişimden doğrudan etkilenir. Bu nedenle ulaşım ve iletişim günümüz dünyasının vazgeçilmez ögeleridir.

Ulaşım; insanların, eşyaların ve bilgilerin bir yerden başka bir yere taşınmalarını sağlayan iş ve araçların bütünüdür. Haberler; kitle iletişim araçları denilen telefon, telgraf, televizyon, internet, radyo vb. araçlarla iletilmektedir. Yük ve yolcuların taşınması ise kara, demir, deniz ve havayolu ile gerçekleştirilmektedir. Doğal gaz, petrol ve su taşımacılığı ise boru hatlarıyla yapılabilmektedir.

Bir ülkedeki ulaşım yollarının sıklığı ve kalitesi, o ülkenin gelişmişlik düzeyinin göstergesidir. Gelişmiş ülkelerde yolların toplam uzunluğu ve kalitesi ile taşıtların sayısı fazladır.

Türkiye’de yolların toplam uzunluğu ve ulaşım araçlarının sayısı sürekli artmaktadır. Türkiye’deki bilinen en eski yollar, Orta Anadolu’daki yerleşim birimlerini birbirine bağlayan yollardı. Karadeniz ve Ege kıyılarıyla da bağlantısı olan bu yollar, Hititler tarafından yapılmıştı. Pers İmparatorluğu’nun başkenti olan ve Basra Körfezi yakınındaki Susa şehrini, Lidya medeniyetinin başkenti olan ve Manisa yakınlarında bulunan Sard şehrine bağlayan Kral Yolu, Anadolu’daki en eski yollardan biriydi. Uzunluğu 2600 kmyi bulan bu yol, Musul, Mardin, Diyarbakır, Malatya ve Sivas’tan geçmekteydi.

Selçuklular Döneminde doğu- batı doğrultusunda uzanan, vadi ve çöküntü alanlarını izleyen yollar kullanılmıştır. Osmanlılar zamanında da ulaşım bu yollarla sağlanmıştır. Günümüzde ülkemizdeki en gelişmiş ulaşım sistemi karayolu ulaşımıdır. Ülkemizde uygulanan ulaşım politikalarında karayolu ulaşımına ağırlık verilmiştir. Ayrıca ülkemizin coğrafi konumunun uluslararası taşımacılığa elverişli olmasının da bu durum üzerinde etkisi vardır. Selçuklular Döneminde, Anadolu’daki başlıca yollardan biri; İstanbul, Konya ve Gülek Boğazı üzerinden İskenderun Körfezi’ ne ulaşmaktaydı. Diğer bir yol; Kayseri, Sivas ve Erzincan üzerinden Erzurum’a, oradan Kop ve Kalkanlı geçitleriyle Karadeniz kıyılarına bağlanmaktaydı. Bu yollar üzerinde çok sayıda han ve kervansaray yapılmıştı.