a. Coğrafi Konum
Türkiye, matematiksel olarak 36° ile 42° kuzey paralelleri arasında, bir diğer ifadeyle Kuzey Yarım Küre’de, ılıman kuşakta yer alır. Bu durum, ülkemizde dört mevsimin belirgin olarak görülmesini sağlar. Türkiye’nin, üç kıtanın birbirine en çok yaklaştığı yerde bulunması, üç tarafının denizlerle çevrili olması, stratejik açıdan önemli su kaynaklarına ve maden yataklarına sahip olması gibi özellikleri ise özel konumuyla ilgilidir ve bu özellikler de ülkemizin ekonomisini etkilemektedir.
b. Yer Şekilleri
Türkiye’de dağlar, ovalar ve platolar geniş yer kaplamaktadır. Bunlar içerisinde dağların önemli bir yeri vardır. Ülkemizde dağlık alanların fazla olması ve Anadolu’nun epirojenik hareketlerle yükselmesi, ortalama yükseltinin de artmasına neden olmuştur. Türkiye’nin 1132 metrelik ortalama yükseltiye sahip olması, dağların genelde kıyı çizgisine paralel uzanması ve ülke yüz ölçümünün %62,5’ini meydana getiren sarp araziler, başta ulaşım ve ticaret olmak üzere bir çok ekonomik faaliyeti olumsuz yönde etkilemektedir. Ancak dağların Türkiye’de ekonomik faaliyetlerin tümünü olumsuz yönde etkilediğini söyleyemeyiz.
Türkiye’de özellikle Orta Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu’da geniş yer kaplayan platolar da ekonomiyi etkilemektedir. Alçak platolarımızda tahıl tarımı ve küçükbaş hayvancılık, yüksek platolarımızda ise büyükbaş hayvancılık önemli ekonomik etkinlikler arasındadır.
Türkiye’de endüstriyel tarım ürünleri üretiminin önemli bir kısmı ise iç ve kıyı ovalarımızda gerçekleştirilmektedir. Ovaların az eğimli ve geniş düzlükler olması Türkiye’de ulaşım, ticaret, sanayi gibi ekonomik etkinlikleri olumlu yönde etkilemiş ve bu nedenle ovalık alanlarda kurulmuş yerleşmeler kısa zamanda nüfuslanıp büyük şehirler hâline gelmiştir. Tarım alanı olarak kullanılması gereken ovaların sanayi tesislerine ve yerleşime açılması, ülkemizde arazi kullanımı açısından olumsuz bir durum yaratmaktadır.
c. İklim
Genel olarak Akdeniz iklim bölgesinde yer alan Türkiye’de, yer şekilleri ve yükseltinin de etkisiyle farklı iklim tipleri görülmektedir. Ülkemizde Akdeniz ikliminin yanı sıra Karadeniz iklimi, yarı kurak ve karasal iklimin etkili olduğu geniş alanlar bulunmaktadır. Ülkemizde görülen farklı iklim tipleri, tarım ürünleri üretiminde de çeşitliliği sağlamıştır. Türkiye’de, buğdaydan mısıra, muzdan çaya, kividen yer fıstığına kadar farklı sıcaklık ve yağış isteği olan tarım ürünleri yetiştirilebilmektedir. Ayrıca, Akdeniz ve Ege kıyılarında yaşanan uzun ve sıcak yaz mevsimi, bu alanlarda deniz turizminin gelişmesini sağlamıştır (Fotoğraf 4.4). Karadeniz kıyılarının bol yağışlı ve nemli iklimi ise gür orman örtüsünün oluşmasını ve buna bağlı olarak ormancılık faaliyetlerini olumlu yönde etkilemiştir.
Türkiye’nin belli bölgelerinde görülen iklim koşulları ekonomiyi bazen olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Özellikle iç ve güney bölgelerde etkili olan yaz kuraklığı, tarımda sulama gereksinimini artırarak tarımsal etkinlikleri sınırlandırmaktadır. Doğu Anadolu’da etkili olan sert kış koşulları nedeniyle yolların sık sık kapanması ise ulaşım etkinliklerini olumsuz yönde etkilemektedir. Siz de Türkiye’deki ekonomik etkinlikler üzerinde iklimin ne gibi olumlu ve olumsuz etkilere sahip olduğ una dair örnekler veriniz.
ç. Nüfus
2015 TÜİK verilerine göre 78 741 053 kişiye ulaşan Türkiye nüfusunun %67,3’ü 15-64 yaş grubunda yani çalışma çağındadır. 0-14 yaş grubu yani çocuk nüfus toplam nüfusun %23,4’ünü, yaşlı nüfus ise (+65 yaş) toplam nüfusun %9,3’ünü oluşturur (Grafik 4.2).
Türkiye’de nüfus artış hızı düşmeye devam etmekle birlikte hâlâ Dünya ortalamasının biraz üzerindedir. Ülkemizde 2015 yılında ‰13,4 olan nüfus artış hızı, bölgeden bölgeye önemli farklılıklar göstermektedir. Nüfusun hızlı artması tüketimin ve dış alımın artışı anlamına gelir ki bu da ekonomiyi olumsuz etkileyen bir durumdur. Kalkınma hızının artması dengeli bir nüfus artış hızı ile mümkündür. Türkiye’de çalışan nüfusun iş gücüne katılım oranları 2014 yılı verilerine göre kadınlar için %29,9, erkekler içinse %69,3’tür.