Dünyanın en eski kültürlerinden biri olan Türk kültürü, Orta Asya kökenlidir. Türk kültürünün şekillenmesinde, bu bölgenin doğal koşulları çok etkili olmuştur. Türklerde göçebe yaşam tarzının gelişmesi ve hayvancılık etkinlikleri doğal koşullara bağlı olarak şekillenmiştir (Fotoğraf 5.1). Bu kültürün izlerini Anadolu’nun bazı bölgelerinde hâlâ görmek mümkündür.
Türk kültürü, çevresinde yer alan büyük kültürlerden etkilenmiş ve onları da etkilemiştir. Türklerin ilk etkileşimde bulundukları kültürler, komşu oldukları Çin ve Moğol kültürleri olmuştur. Özellikle doğal koşulların değişmesi nedeniyle Orta Asya’dan göç etmek zorunda kalan Türk kavimleri, güneye doğru hareketleri esnasında Hint ve Pers kültürlerinden, batıya doğru gerçekleşen göç hareketlerinde ise Slav, Yunan ve Arap-İslam kültürlerinden etkilenmiş ve bu kültürleri etkilemiştir.
1071 Malazgirt Savaşı’nın ardından Anadolu’da Türk kültürü hızlı bir şekilde yayılmaya başlamıştır. Anadolu’ya yerleşen Türk boyları genelde köylerde yaşamış ve tarım-hayvancılık faaliyetleriyle uğraşmıştır. Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar uzanan bu süreçte Türklerin dünya görüşü, geçim kaynakları, gelenek ve göreneklerinde bozkır kültürünün izlerini görmek mümkündür.
Türkler, yaşadıkları her bölgeye kültürel değerlerini de taşımıştır. Göçebe dönemlerden miras kalan halı ve kilim dokumacılığı ile benzeri el sanatları günümüzde de önemini korumaktadır. Türklerin yerleşik hayata geçmeleriyle birlikte inşa ettikleri ve Türk kültürünü sembolize eden han, kervansaray, medrese, çeşme, imaret ve cami gibi eserler geniş bir coğrafyada görülmektedir.
Günümüzde Türk kültürü Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Kırgızistan gibi bağımsız Türk cumhuriyetlerinde yaygındır. Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan, Başkurdistan, Çuvaşistan, Altay, Dağıstan, Hakasya, Yakutistan, Tuva, Kırım ve Buryatya ile Çin’e bağlı Sincan Uygur ve Moldova’ya bağlı Gagavuzya özerk bölgelerinde de Türk kültürünün karakteristik özelliklerini görmek mümkündür. Bu bağımsız ülke ve özerk bölgeler dışında Türk ve Türkmen topluluklarının yaşadığı Kosova, Makedonya, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Rusya, Suriye, Irak, İran, Afganistan, Tacikistan ve Moğolistan gibi ülkelerde de Türk kültürünün izlerine rastlanmaktadır. Çalışmak üzere Almanya, Hollanda, Fransa, İsviçre gibi ülkelere göç edip oraya yerleşen Türk vatandaşları da Türk kültürünü bu ülkelerde yaşatmaktadır.
Ülkemizde Türk kültürünün korunması ve yaşatılmasında, diğer Türk önderleri gibi Atatürk’ün de büyük bir rolü olmuştur. 1923 yılında bir gazetecinin sorduğu, “Ülkeyi kurtardınız, şimdi ne yapmak istersiniz?” sorusuna Atatürk, “Millî kültürü yükseltmeye çalışmak en büyük emelimdir.” cevabını vermiştir. Atatürk, bu sözlerinin ardında durmuş ve Türk kültürünün araştırılması ve yüceltilmesi için 1931 yılında Türk Tarih Kurumunu, 1932 yılında Türk Dil Kurumunu ve 1935 yılında ise Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesini kurmuştur.