Cumhuriyetimizin ilk yıllarında, tarım ve hayvancılığa dayalı az sayıdaki küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluşan sanayi kuruluşlarımız, günümüzde demir-çelikten otomotive, rafinerilerden beyaz eşyaya kadar çok büyük bir çeşitliliğe kavuşmuştur.
a. Gıda, İçki ve Tütün Sanayisi
Türkiye’de tarımsal ve hayvansal üretimin fazlalığı ve çeşitliliği, gıda sanayisinin de ülke genelinde yaygın olmasını sağlamıştır. Şimdi, aşağıda verilen Tablo 4.1’i inceleyelim.
b. Dokuma, Giyim ve Deri Sanayisi
Ülkemizin hayvan yünü, derisi ve pamuk üretimi bakımından zengin olması, dokuma ve deri işletmeciliğinin de gelişmesini sağlamıştır. Pamuklu dokuma sanayisi pamuk üretimin de yapıldığı Adana, İzmir, Nazilli, Denizli ve Antalya gibi illerde gelişmiştir. Ülkemiz pamuklu dokuma alanında çok gelişmiş olup üretilen havlu, bornoz ve giysiler önemli dış satım kalemlerimiz arasında yer alır.
Yünlü dokuma sanayisine ait sanayi kuruluşları genelde küçük ve orta ölçekli işletmeler olup, daha çok iç tüketimi karşılar. Ülkemizde ilk yünlü dokuma fabrikası Hereke’de (Kocaeli) açılmış olup yün ipliği ve yünlü giyim eşyaları üreten fabrikalar genelde büyük kentlerin yakınlarında kurulmuştur.
Son yıllarda giderek gerilemeye başlayan ipekli dokuma sanayisi ise ipek böcekçiliğinin yaygın olarak yapıldığı Bursa ve Bilecik kentlerinde gelişmiştir. Gemlik’te ise ülkemizin en büyük yapay ipek fabrikası bulunmaktadır.
Türklerin geleneksel faaliyetlerinden biri olan halı ve kilim sanayisi Isparta, Kayseri, Manisa, Uşak ve Tokat gibi illerimizde gelişmiş olmakla beraber, hemen her yerleşim biriminde halı ve kilim atölyelerini görmek mümkündür. Çoğunlukla büyük ve orta ölçekli işletmelerde yapılan ve Türkiye’nin dış satımında da çok önemli bir yere sahip olan tekstil, hazır giyim (konfeksiyon) ve örme (trikotaj) sanayisi İstanbul, İzmir, Adana ve Ankara gibi büyük kentlerimizde gelişmiştir (Fotoğraf 4.24).
Ham madde olarak hayvan derilerinin kullanıldığı ve ayakkabı, kemer, çanta, cüzdan ve mont gibi ürünlerin üretildiği deri sanayisi de çoğunlukla İstanbul’da yoğunlaşmıştır.
c. Maden ve Metal Sanayisi
Maden ve metal sanayisi alanında faaliyet gösteren fabrika ve üretim tesisleri, yer altı kaynaklarını işleyen ve genelde büyük ölçekli olan sanayi kuruluşlarıdır. Bu kuruluşların en önemlisi ise Türkiye ağır sanayisinin temelini oluşturan demir-çelik sanayisidir (Fotoğraf 4.25). Ham madde olarak demir cevherini kullanan ve demiri çeliğe dönüştüren bu sanayi tesisleri için fazla miktarda enerji kaynağı gerekir. Bu nedenle demir-çelik fabrikalarının kurulduğu yerler seçilirken ham maddeye yakınlıktan çok, enerji kaynağına yakınlık ön planda tutulmuştur. 1937 yılında açılan ilk demir-çelik fabrikamız olan Karabük demir-çelik fabrikası ile 1965 yılında kurulan Ereğli demir-çelik fabrikası, Zonguldak ve çevresindeki taş kömürü yataklarına yakın alanlarda kurulmuştur. 1975 yılında kurulan İskenderun demir-çelik fabrikasında ise İskenderun şehrinin sahip olduğu limanı ile ulaşım koşullarındaki avantajlar etkili olmuştur. Demir-çelik fabrikalarımızda birçok sanayi kolu için önemli yere sahip olan inşaat demirleri, ray, levha, tel çelik ve çelik borular üretilmektedir.
Demir-çelik ürünlerinin kullanıldığı bir diğer önemli metal sanayi ise silah sanayisidir. 1932 yılında Kırıkkale’de kurulan silah fabrikası bu alandaki en büyük sanayi kuruluşumuzdur.
Türkiye’de, demir-çelik dışındaki maden sanayisi tesisleri ise ham maddeye yakın yerlerde kurulmuştur. Krom madenini metalurji malzemelerine dönüştüren ferro-krom tesisleri Elazığ ile Antalya’da, boksit madenini kullanarak alüminyum üreten alüminyum fabrikası ise Seydişehir’de (Konya) kurulmuştur. Bakır işletmeleri Maden (Elazığ), Murgul (Artvin) ve Samsun’da, bor işletmeleri Bandırma (Balıkesir) ve Kırka’da (Eskişehir), fosfat işletmeleri Mazıdağı’nda (Mardin) ve tuz işletmeleri ise Tuz Gölü, İzmir Körfezi’ndeki Çamaltı Tuzlası ve Çankırı’da kurulmuştur.
ç. Makine, Metal Eşya ve Ulaşım Araçları Sanayisi
Maden ve metal sanayisi kuruluşlarında işlenen metaller, makine, ulaşım araçları, beyaz eşya gibi birçok sanayi kolu için ham madde hâline gelir. Bu sanayi kolları ileri teknoloji istemekte ve buna bağlı olarak maliyetler artmaktadır. Bu duruma karşın bu sanayi kollarının ülkemiz ekonomisine sağladığı katma değer yüksektir. Ülkemizdeki ilk kara yolu aracı üretimi 1960’lı yıllarda başlamıştır. Bu sanayi kolunda en fazla üretilen araç ise otomobildir. 2006 yılında ülkemizde üretilen otomobil sayısı 750 binin üzerindedir. Otomobili kamyonet, minibüs, kamyon, traktör ve otobüs üretimi izler. Kara yolu ulaşım araçları fabrikaları Bursa (Fotoğraf 4.26), İzmit, Adapazarı ve İstanbul kentlerinde yoğunlaşmıştır.
Makine Kimya Endüstrisi Kurumu tarafından işletilen ve savunma sanayisine yönelik tank, palet, savaş uçağı ve uçak motoru üreten fabrikalar ise Ankara, Eskişehir ve Adapazarı illerinde bulunmaktadır.
Ülkemizde tarım araçları üretim sanayisi İstanbul, Adapazarı, İzmit ve İzmir’de; demir yolu araçları üretim sanayisi Eskişehir, Ankara ve Adapazarı’nda; deniz ulaşım araçları üretim sanayisi İstanbul, Gölcük (Kocaeli) ve İzmir’deki tersanelerde; metal eşya, beyaz eşya, elektrikli ev aletleri ve makine üretim sanayileri İstanbul, İzmir, Bursa ve Ankara’da gelişmiştir.
d. Kimya, Petrol ve Petrol Ürünleri Sanayisi
Makine sanayisinde olduğu gibi ileri teknoloji ve maliyet gerektiren bu sanayi kolu, ülkemiz ekonomisine en yüksek katma değeri sağlamaktadır. Bu sanayi koluna bağlı olan plastik, kauçuk, kimyasal gübre, sabun ve deterjan fabrikaları genellikle büyük kentlerimizin yakın çevresinde kurulmuştur. Kimya sanayisinin önemli bir kısmını oluşturan ilaç sanayisi ise özellikle İstanbul, İzmir ve Ankara’da gelişmiştir.
Kimya ve petrol sanayisinin en önemli kolu ise ham petrolü LPG, fueloil, motorin, benzin ve asfalt gibi ürünlere dönüştüren petrol rafinerileridir. Ülkemizde, ilki 1955 yılında kurulmuş olan dört tane petrol rafinerisi bulunmaktadır.
e. Taş ve Toprağa Dayalı Sanayi
Ülkemizde geniş alanlarda yaygın olan kil depoları ile inşaat sektörünün gelişmekte olması gibi nedenlerden dolayı, Türkiye’nin birçok yerleşmesinde çimento, tuğla, kiremit ve kil fabrikalarını görmek mümkündür. Kil ve kaolen depoları, seramik sanayisinde de ham madde olarak kullanılmaktadır. Seramikten yapılan fayans, banyo, tuvalet ve yemek takımı üretiminde İstanbul, İzmit, Bilecik ve Eskişehir kentleri gelişmiştir.
Toprağın ham madde olduğu bir diğer sanayi kolu ise cam sanayisidir. Bu konudaki ilk modern fabrika 1934 yılında İstanbul’da kurulmuştur. Günümüzde İstanbul dışında İzmit, Adapazarı ve Bursa gibi birçok ilimizde cam fabrikaları bulunmaktadır.
f. Kâğıt ve Basım Sanayisi
Bitkilerde yer alan selüloz maddesini kâğıda dönüştüren kâğıt fabrikalarının ilki, 1936 yılında İzmit’te işletmeye açılmıştır. Günümüzde kâğıt fabrikaları çoğunlukla ham maddeye yakın alanlarda bulunmaktadır. Çaycuma (Zonguldak), Aksu (Giresun), Taşucu (Mersin), Dalaman (Muğla), Taşköprü (Kastamonu) ve Bartın’daki kâğıt fabrikaları bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Kâğıdın matbaalarda defter, kitap, ajanda gibi çeşitli basım malzemelerine dönüştürüldüğü basım sanayisi ise İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerde yoğunlaşmıştır.
g. Orman Ürünleri Sanayisi
Temel orman ürünlerinden biri olan odunu kullanarak kereste üretimi yapan sanayi kuruluşları, daha çok Batı ve Doğu Karadeniz kentlerinde kurulmuştur (Fotoğraf 4.27). Kereste ürünlerini kullanarak mobilya üreten fabrikalar ise İstanbul, İzmir, Bursa ve Ankara gibi büyük kentlerde yoğunlaşmıştır.