Türkiye’nin Kültürel Mirası

Uluslararası önem taşıyan, bu nedenle korunmaya değer doğal oluşumlara dünya mirası denilmektedir. Ülkemizdeki yetkililer tarihsel ve doğal mirasa sahip çıkmış ve bu mirası sonraki nesillere aktarmak için bazı çalışmalar başlatmıştır. UNESCO’nun yaptığı kültürel miras sınıflandırmasına göre somut ve soyut kültürel miras olarak ikiye ayrılır:

a. Somut Kültürel Miras

Tarihî mekân ve anıtlara somut kültürel miras denir. Bu tip kültürel miraslarımız sergilenerek halkın görmesi sağlanır. Somut olan kültürel mirasların bir yerden başka bir yere taşınması mümkün değildir. Çeşmeler, mabetler, köprüler, hanlar bu mirasa örnektir.

b. Somut Olmayan Kültürel Miras

2003 yılında hazırlanan Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’nin “Tanımlar” başlığını taşıyan ikinci maddesinde somut olmayan kültürel miras, toplulukların, grupların ve kimi durumlarda bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara ilişkin araç-gereçler ve kültürel mekânlar” olarak tanımlanmıştır.

Somut olmayan kültürel mirasta toplumların ve bireylerin bir parçası olan gelenek göreneklerinin anlatıldığı halk hikâyeleri, mâniler fıkralar, masallar, destanlar, kukla oyunları, halk tiyatroları, kına gecesi, nişan, düğün gibi kutlamalarla beraber çeşitli el sanatları ve yöresel yemekler akla gelmektedir. Somut olmayan kültürel mirasın sonraki nesillere aktarılması için usta-çırak ilişkisinin olması gerekmektedir. Bu kültürel mirasın korunmasında yaşam alanlarının, insanların maddi kültür ile olan bağlarını öncelikli olduğunu söylemek mümkündür. Örnek olarak açık havada ateş başında dinlenen bir masal ile aynı masalın videoda izlenmesinin bıraktığı etki karşılaştırılamaz.

c. UNESCO Kültür Mirası Olan Yerler

1. Selimiye Cami ve Külliyesi(Edirne)
2. İstanbul
3. Safranbolu (Karabük)
4. Bursa ve Cumalıkızık (Bursa)
5. Efes (İzmir)
6. Pamukkale-Hierapolis (Denizli)
7. Afrodisias
8. Xanthos-Letoon (Antalya-Muğla)
9. Çatalhöyük Neolitik Kenti (Konya)
10. Divriği Ulu Cami (Sivas)
11. Hattuşa (Boğazköy)
12. Ani Harabeleri (Kars)
13. Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri (Diyarbakır)
14. Nemrut Dağı (Adıyaman)
15. Bergama (İzmir)
16. Troya Antik Kenti (Çanakkale)
17. Göreme Millî Parkı ve Kapadokya (Nevşehir)

d. Coğrafi İşaretler

Coğrafi işaretler, Antep baklavası. Malatya kayısısı, Aydın inciri gibi benzerlerinden farklılaşmış ve bu farklılığı ürünü kazandığı yöreye borçlu olan katma değeri yüksek ürünlerdir. Özellikleri veya ünü itibariyle, kaynaklandığı yöre ile özdeşleşmiş ürünleri gösteren coğrafi işaretler hem kendi üreticilerine ve yörelerine hem de ülkemize önemli ekonomik katkı sağlar. Menşe adı ve mahreç işareti olarak iki türü olan coğrafi işaretler, ihracat potansiyeli yüksek ürünlerdir. Tescilli coğrafi işaretler için amblem kullanımı zorunludur. Amblem tüketiciyi bilgilendirir, denetleme faaliyetlerini kolaylaştırır ve ücretle satılamaz. Amblem, birlikte kullanıldığı coğrafi işaret ve geleneksel ürün adının 6769 sayılı kanun hükümlerine uygun olarak tescil edilmiş olduğunu gösteren ve Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından oluşturulan işarettir. Coğrafi işaretler ürün üzerinde kullanıldığında, beraberinde amblemin bulunması zorunludur. Geleneksel ürün adlarında amblem kullanımı zorunlu değildir. Amblem kullanımı ile mevzuatın sağladığı korumadan faydalanmak mümkündür. Amblemin şekli, rengi ve içeriğindeki yazılar değiştirilemez ve çapı 15 mm küçük olamaz. Coğrafi işaretler türüne uygun olan amblem kullanılmalıdır.

 

Yorum yapın