Yerleşmeyi Etkileyen Faktörler

Ülkemizde yerleşmenin dağılışına etki eden iki temel faktör vardır. Bunlar doğal faktörler ve beşerî faktörler olmak üzere ikiye ayrılır:

Doğal Faktörler: iklim, yeryüzü şekilleri, toprak türü, su kaynakları, bitki örtüsü, jeolojik yapı (kayaçlar)
Beşerî Faktörler: tarım, sanayi, ticaret, ulaşım, turizm, madencilik

A. Doğal Faktörler

Doğal faktörler denilince aklımıza iklim şartları, yeryüzü şekilleri, su durumu, toprak özellikleri ve bitki örtüsü gelmektedir. Ülkemizdeki yerleşmelerin genel olarak dağılışına bakıldığında iklim unsurlarından sıcaklık ve yağış koşulları yerleşmelerin dağılışına doğrudan bir etkiye sahip olduğu görülür. Sıcaklık değerlerinin aşırı yükseldiği, kurak sahalar ile yine sıcaklıkların aşırı düştüğü uzun süren don olaylarının görüldüğü yerlerde yerleşme sayısı azdır. Buna karşılık Doğal koşullar içinde bulunan su kaynaklarının varlığı da yerleşmelerin dağılışına etki eden ikinci bir doğal faktördür. İç bölgelerimizde hâkim olan karasal iklim koşulları yerleşmelerin bir akarsu boyuna ya da dağ eteğindeki pınarların etrafına toplanmasına neden olmuştur. Su kaynaklarına olan bağımlılık özellikle kurak alanlarda yerleşme yeri seçiminde öne çıkan doğal bir faktördür. Her mevsim düzenli yağış alan Kardeniz bölgesinde yerleşmelerin dağınık ve seyrek olmasının nedeni su kaynaklarının azlığı ya da çokluğu değil, yer şekillerinin engebeli olmasıdır.

Buradan yola çıkarak ülkemizde yerleşmelerin dağılışına etki eden diğer bir doğal faktör de yer şekillerinin durumu yani yükseltidir. Arazi eğiminin az olduğu düz ovalık sahalar ile plato alanlarında yerleşmeler yoğun iken yükseltinin arttığı eğimin çoğaldığı dağların geçit vermediği yerlerde yerleşme yapısı seyrekleşir. Örneğin, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde dağlar denize paralel uzanır ve kıyı ile iç kesimler arasındaki bağlantı zor koşularda sağlanır. Onun için bu bölgelerimizde sahillerde nüfus ve yerleşme yoğun iken iç kesimlerde seyrekleşmeler görülür. Yükseltinin az olduğu Ergene Ovası, Konya Ovası, Bursa Ovası, Adapazarı Ovası gibi ovalık alanlarda ulaşımın kolay sağlanması, su kaynaklarının varlığı ve verimli olmaları bu alanlarda yerleşmelerin yoğun olmasını sağlar.

Pasinler Ovası, Erzurum Ovası, Muş Ovası deniz seviyesinden yüksektir. Uzun süren kışlar bu ovalar üzerinde tarımı, ulaşımı olumsuz etkiler. Doğal olarak bu durum yerleşme sayısını azaltır.

Ülkemiz Kuzey Yarım Kürede yer alan bir orta kuşak ülkesidir. Dolayısıyla dağların güney etekleri kuzey yamaçlarından daha sıcak ve güneşlenme süresi daha uzundur. Bu durum güney yamaçlarda yerleşmelerin sık kuzey yamaçlarda yerleşmelerin az olması sonucunu ortaya çıkarır. Genç volkanik sahalardaki kumlu yapı, tarım alanlarında verimliliği artıran diğer bir faktördür. Eğer sulu tarım da varsa bu alanlarda yerleşme sayısı artar. Aynı zamanda volkanik sahalardaki tüflü kayaçlar kolay oyulabildiği için mesken yapımına da uygundur. Örnek olarak ülkemizdeki Kapadokya bölgesini gösterebiliriz.

Kalkerli arazilerde ise durum biraz farklıdır. Yüzeyde toprak oluşumu uzun zaman alır ve kalker, suda eriyebilen bir kayaç olduğu için yer üstü sularını yer altındaki akiferlerde depolar ancak yer altındaki su, erimenin de etkisiyle çok derinlere kadar inebilir. Taşeli Platosu’ nu örnek verecek olursak bu tip sahalarda yerleşmelerin az olduğunu söyleyebiliriz.

Çukurova, Bafra Ovası, Gediz, Büyük Menderes, Küçük Menderes, Bakırçay gibi akarsu milleri ile oluşan alüvyal tabanlı ovalarda yerleşme yoğun, nüfus ise sıktır. Son olarak bitki örtüsünün sık ve yoğun olduğu sahalarda ulaşım, tarım ve yerleşme zorlaşır. Karadeniz bölgesi bu duruma destekleyen yurdumuzdaki en tipik örnektir.

B. Beşerî Faktörler

İnsanların nüfus ve yerleşme üzerindeki etkileridir. Tarımsal etkinlikler, sanayi, ulaşım, turizm vs. yerleşmelerin yoğunluğunu belirler. Ülkemizde tarım ve hayvancılık verimli tarım arazilerinde ve otlakların bol olduğu yerlerde öne çıkar. Özellikle küçük ve orta büyüklükteki nüfusa sahip şehirlerde bu özellik daha çok kendini hissettirir. Örnek olarak Rize, Nevşehir, Aydın, Denizli, Adana, Hatay’ı da verebiliriz.

Hayvancılık faaliyeti ile nüfusun yoğun, yerleşmenin sık olduğu alanlara örnek olarak da Doğu Anadolu bölgesindeki Erzurum, Kars çevresi verilebilir. Ülkemizde ulaşımın kolay sağlandığı alanlarda sanayi faaliyetleri de bir artış gösterir. Sanayinin gelişmesi iş olanaklarını artırır ve nüfusun bu merkezlere akmasını sağlar. İzmit, İskenderun, Karabük’ü bu duruma örnek olarak verebiliriz.

Fosil yakıtların çıkarıldığı sahalarda yine yerleşmeler akbabanın yoğunlaştığı nüfusun kalabalık olduğu yerlerdir. Bu duruma Zonguldak, Batman, Sivas, Murgul örnek olarak verilebilir. Son olarak güneşlenme süresinin uzun olduğu, deniz suyunun sıcak olduğu plajlara sahip sahil yerlerinde turizm faaliyetine bağlı olarak yerleşme dokusu sıklaşır.

 

 

Yorum yapın